Vee oğlumun odasının kapısı aralanıyıoorrr:)) Demir’in bebeklik odası artık çocukluk odasına dönüşüyor… Malum yavru büyüyor, oyuncak raflarına, kitaplığa, masaya, sandalyeye olan ihtiyaç doğuyor… Oda değişmeden fotoğraflayıp hem sizlerle paylaşmak hem de oğluma anı bırakmak istedim..
Kapısında yazan “DemirHane” yazısı fikri eşimin aklına gelince o kadar çok beğenmiştim ki! Hemen yaptırttık… Ama ilk astığımız gün nazarlara geldi ve düşüp kırıldı!! Sonra yapıştırdık, boyası çıkan yerlere rotüş yaptık… Hala baktıkça çok hoşuma gidiyor..
Oğlumun bebeklik odası..Öyle çok istemiştim ki O doğmadan odası hazır olsun. Karınım içinde oğlum, dinlenme koltuğuma oturayım hayallere dalayım… Odada ki dekorasyon eksikliklerini belirleyeyim, keseyim, dikeyim, kendim odası için bir şeyler yapayım… Hayaller böyleydi fakat gerçeğe yansıması farklı oldu… Sürprizli geldiği için odasında sadece sepetlerin için de kıyafetler ve yapılan alışverişlerin poşetleri vardı… Olsun sağlıkla geldi ya… Zamanla her şeyi oldu…
Ama lohusa aklı işte… Kıyafetlerini koyacağım bir dolabı bile yok diye çok ağladım. Beklentiler insanın düşüncelerini şekillendiriyor işte.. Hayallerimde olan oğlum doğmadan önce tüm kıyafetleri yıkayıp ütüleyip dolaplara yerleştirmekti. Hatta hastaneye götürülecek olanlar kurdele ile bağlanacaktı… Sanırım erken doğum yapmanın sendromu ben de farklı yaşandı. Geceleri uyumasam, oğlum çok zor emse, mini minnacık olsa da, tam 15 kilo fazlam olsa da, en büyük mesele, o anki aklımla bir odasının olmamasıydı… Benim sorunlardan kaçış yolum biraz farklı heralde:)
Bu dinlenme koltuğunu aldığımızda Demir 6 aylık olmuştu. Ama odasının en sevdiğim parçası haline geldi. Nereden aldığımı merak ediyorsunuzdur sanırım. Joker mağazasından almıştım. Hiç gıcırdama yapmadı ama kilo sınırı var 80 kilonun üstü oturamıyor;)
Abajuru yaptırdığımda ise sanırım oğlum 8 aylık olmuştu. Duvar kağıdı elimde, avizeciler çarşısının yolunu tuttum. Avizeciler çarşısı Ankara Ulus’da. Şimdi adını hatırlamıyorum ama orada abajur yapan çok tatlı bir amca var. ev dekorasyonuna olan merakımdan kapısını defalarca çalımıştım. bu kağıt olur olmaz, yapılır yapılmaz derken abajurum tam istediğim gibi oldu….
Duvar kağıtlarını Demir 4 aylıkken Bursa’dan aldım. Ankara böyle güzelini bulamamıştım ki! Hatta yetmedi kargoyla tekrar istedim. Sonra da duvar kağıdının hayvanlarını kesip çerçeveledim:))
İşte oğlum ve ben… Sevgili arkadaşım Helin’in bana yılbaşı hediyesiydi… doğal ağaçtan oyma bu heykelcik, tıpkı ilk aylarımızı temsil ediyor…
Şanslı Oğlanın Demir yazılı yastığı ise Sibel Teyzenin Hediyesi. Merak edenler için hemen söyleyeyim Bebeğim Mağazasında yapılıyormuş:)
Duvar kağıdının çizgili bölümünü paspartu olarak kullanıp oğluma bir doğum panosu hazırladım. Şimdi duvarında. Ama keşke şu göbek kordonu kesme sahnesini siyah beyaz koysaymışım. Şu anda farkında değil ama biraz daha büyüdüğünde korkabilir… Bakalım yaşayıp, göreceğiz. olmazsa değiştiririm
Bu rugan ayakkabıları aldığımda karnımda mercimek tanesi kadardı:)) ayakları çok hızlı büyümediği için 15 aylık olana kadar giyebildi:)) Evimin en güzel dekoru, oğlumun minicik pabuçları:)) Defteri ise, hastane odası için “Bir centilmen geliyor” sloganıyla papyon konsepti belirlediğim için Çiğdem Teyzesi hazırlamıştı oğluma… Hastane odasında konsept olamadı tabi ama 40 mevlidinde keyifle bu konsept kullanıldı:))
Defterin yanınd ki kurabiye adamı ise sünnetinde yapmıştım:) Düşe kalka her uzvu kırıldı sonra balla tekrar yapıştırıldı! “Diren Kurabiye Adam!!”
Komodinin arkasına ise birinci doğum gününde yaptırttığım panoyu koydum. Nasıl kıyıp atabilirim ki…
Bu da oğlum Çiğdem Teyze’sinin elinden çıkan altın yastığı. Şimdilerde kapı stoperı oldu:))
Bu da oğlumun yatağı:) Pek içinde yatmasa, annesi ilk iki yıl benimle yatacak felsefesi de olsa da yumuş yumuş bir yatağı var minnoşumun…
Yatağın üzerindeki D ve K harflerini annem ve babam, perdenin kumaşından ortak bir çalışma ile yaptılar:) doğum panosunu ise ig hesabımda daha önce paylaşmıştım. Yine çiğdem Teyze’den:)) Vay be Çiğdem Teyze ne çok şey dikmiş Demirim’e:) Yataktaki plakayı ise @bebebkplakası’nın sahibi Ulca hanım oğluma hediye göndermişti…
Ahşap harfler, bu harflerden oluşan dekorlar beni hep kendine çeker… Saha sıcak bir ortam oluşturur sanki… O nedenle ahşap harflerle adını yazdırmıştım oğlumun birinci doğum gününde… Şimdi her türlü çekimimizin başlıca kahramanı bu ahşap Demir :)
Bu fotografı odası yerleşirken çekmiştim. Demir henüz 3 aylıktı o zaman. Şimdi üzerinde aksesuarların olduğu komidinin üzerinde minik poponun bezi değişirdi… O zamanlar hiç geçmeyecek, hep altı orada değişecek sanıyordum ama yanılmışım… İşte komidinin şimdiki hali. Aslında benim fil figürüne öyle aşırı bir ilgim yokken bir baktım ki oğlumun her türlü bady, tulum, battaniye, dekoratif obje, vb. eşyasında fil figürü var. Dedim ki meğer içimde bir fil sever varmış:) O nedenle birinci doğum günün de fil konsepti yapıp, içimdeki gizli hayranlığı dışa vurdum.))
Bebeklik dolabı… Nasıl da keyifliydi bu kıyafeteleri giydirmek… Mis gibi kokardı hep bebek bebek…
Bu duvar panosunu ise kayınvalidem yaptı… Bayıldım bayıldım bu panoya… El emeği göz nuru olan her şey benim için satın alınanlardan daha değerli olmuştur.
Yatağının başında asılı bu pano… oğluma heep huzur, mutluluk, neşe getirsin inşallah…
Bu fotoğrafta ise bir türlü ışığın yansımasının önüne geçemedim. Bin kere çektim ama olmadı. netice de amatör fotografçı bile değilim değil mi? oğlumun doğum karnesi. Doğduğu hastane tarafından verilmişti. Bakar mısınız oğlum ne kadar farklıymış şimdiki halinden…
İşte benim çok severek aldığım ama oğlumun benim kadar ayılıp bayılmadığı Denizci Miço Çıngırağı… Önünde de Büşra Teyzesinin hediyesi kandil var…
Şimdi soracaksınız demir bunları kırmıyor mu diye… Cevap vereyim “hayır kırmıyor”. O da başka bir blog yazısının konusu olsun;)
Sevgiler….